OT SAPININ KONUŞMALARI (2)
Ve ilkbahar geldiğinde yeniden uyandı; o, artık, bir otun sapı olmuştu.
Sonbahar yeniden gelip de, ot kış uykusuna yatmaya hazırlandığında, yukarılardan sağa sola düşmekte olan yaprakların sesini duydu;
Ve o zaman kendisi de, “Öf! Bu sonbahar yaprakları öylesine patırtı yapıyorlar ki, benim tüm kış rüyalarımı kovup duruyorlar” diye şikayette bulundu.
OT SAPININ KONUŞMALARI (1)
Bir otun incecik sapı bir sonbahar yaprağına dedi ki: “Sen düşerken öylesine patırtı yapıyorsun ki, benim tüm kış rüyalarım uçup gidiyor”.
Yaprak, kırgın bir biçimde cevap verdi: “Değersiz ve basit olan sen! Ağzı pis ve miskin olan sen! Aşağılarda süründüğün için, bir şarkının güzelliğini kavramana imkanın yok”.
Ve biraz sonra, sonbahar yaprağı yere düşüp uyudu…
düş de gör…
düş de gör…
Birgün göz dedi ki: “Bu önümüzdeki ovaların ötesinde lacivert bir sise bürünmüş bir dağ görüyorum. Ne kadar güzel değil mi?”
Kulak, bunları duyduktan sonra, bir an için dikkatle dinledi: “Ama, nerededir o dağ? Ben hiçbir şey duymuyorum ki” dedi… Tamamı: http://shorttext.com/wlkb3l10j7i
“Gören, duyan yalnız ruhtur, geri kalan her şey sessiz ve sağırdır.” (Epicharm)
“Gören, duyan yalnız ruhtur, geri kalan her şey sessiz ve sağırdır.” (Epicharm)
kimi gerçekler görülür(akıl), kimi gerçekler de görülemez duyulur(kalp)…
kimi gerçekler görülür(akıl), kimi gerçekler de görülemez duyulur(kalp)…
…Mezarcı bana yaklaştı: “Burada yakınlarını gömmek için gelenler arasında bir tek seni seviyorum” dedi.
Ben de “Bu sözlerin iltifattır bana. Ancak, beni neden sevdiğini anlayamadım” diye yanıtladım.
Mezarcının yanıtı pek yalındı:
Sevindiklerine gülümsediği gibi kişi, üzüldüklerine de gülümsemeyi öğrenmedikce, eremezmiş gerçeklere … Ne kadar da doğru.
Sevindiklerine gülümsediği gibi kişi, üzüldüklerine de gülümsemeyi öğrenmedikce, eremezmiş gerçeklere … Ne kadar da doğru.
Kristal is discussing. 
Yorumsuz Blog - Arşiv III 
Cevad Savcı 11:15 on 23 Aralık 2010 Kalıcı Bağlantı |
Ot sapı deyip geçme!… Öyle bilgilere sahipler ki, şaşmamak mümkün değil.
İnanıyorum ki; şaşılacak kadar bilgiye sahipler. Bir sarmaşık yukarı sarılmak istediğinde kendisini bağları ile bağlıyor. Bağlayacak yer bulamazsa bağlamak için çıkardığı sarmal ipini eritip, bağlanmak istediği yere kenisini yapıştırıyor!?…
Bilgi otta da var!…
Uygulama olmaz ise ot gibiyiz ve yaratılış gayemize ulaşmak sadece hayal gibi…
“Ne ekersen onu biçersin!”…
Herkesde bilgisi var, ama uygumayı kafaya koyan kaç kişi… ve şahsen uygulamam yeterli mi?..
Düşündürdü… Her ot gördüğüm yerde de tefekkür edeceğim inşaallah…